Bir dönemin sonu ulus devletler

AnalizPolitika

Written by:

Bugün yerkürede 200’den fazla ülke ve bu ülkelerin her birinde bir çok etnisite bulunmaktadır. Bunların başlıca anlaşmazlıkları, ülkenin üstünde kimin daha fazla hak sahibi olduğudur. Etnisite sebebiyle çatışmalara varan olaylar vuku bulmuş, yakın zamanda bu sebeple iç savaşlar bile çıkmıştır.
Esasında söz konusu sorunların geneli etnisite kaynaklı görünse bile, bu böyle değildir. Şöyle ki, bu sorunları sadece gelişmemiş üçüncü dünya ülkeleri ve gelişmekte olan ülkeler yaşamaktadır. Bunun başlıca nedeni ise, gelişmiş ülkelerin üçüncü dünya ülkelerini tahakkümü altında alarak kaynaklarını, daha kolay sömürmesinden ileri gelmektedir
Eski dünyaya ait sömürü yöntemleri, yeni dünyada s.o.s vermektedir.
Eskiden ülkede bir biçimde ilişki kurulan gruplar üstünden bir sömürü çarkı kurulması ve işletilmesi çok kolay iken, günümüz dünyasında kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla bu yöntem sekteye uğramıştır.
Olmasından korkulan herhangi bir şey deşifre olur ise yapılabilir olmaktan çıkmaktadır ve yeni güç temerküzü tam da budur. Deşifre etmek ise birkaç dijital tuşa basmak kadar kolaylaşmıştır.
 Artık mızrak çuvala sığmadığı için bu yapılagelen yöntem sürdürülür olmaktan çıkmıştır. Şimdiye kadar böyle ola gelmiştir ve varlığını belki biraz daha sürdürebilir. Fakat asla devam edemeyecektir.
Peki insanlık tarihi hiç olmadığı kadar küreselleşmiş iken, etnisite mensubiyeti neden halen sorun olmaya devam etmektedir.
İşte kırılma noktası tam da burasıdır.
Yeni jenerasyon ulus devleti gereksiz bulacaktır. Şimdiye kadar bunun açık biçimde dillendirilmemiş olması, bu kendini gerçekleştirecek kehaneti ortadan kaldırmaya yetmez. Ulus devletleri kuranlar ile bugünün gençliği çok farklı motivasyonlara sahiptir.
Artık dünya kapalı bir yapı olmaktan çıkmıştır. Kıtalar arası iletişim ile aynı binada ikamat edenler arasında fark neredeyse sıfıra inmiştir.
 Yerkürede en ileri ne varsa, onun talep edilmesi kadar doğal bir şey yoktur.
“Varlığından haberdar olunan şey istenebilir” ön kabulünden yola çıkarsak, artık herkes her şeyi bilmektedir ve kimse kimsenin tahakkümü altında yaşamaya razı olmayacaktır.
Başka bir yerde, daha iyi yaşam koşulları ile hayatına devam etmek varken ve bu erişilebilir iken, yeni jenerasyondan ulus devletlerin kamburunu taşıyarak, hem kendine hem de tahakküm edilene hayatı çekilmez kılmaya hevesli olmasını beklemek, ancak aptallık ile açıklanabilir .
İşte varılan psikolojik bu eşikte, ulus devlet yapısı kartondan evler gibi yıkılmaya elverişli bir hale gelmektedir.
Ulus devletlerin altını oyarak onları ortadan kaldırmayı hedefleyen güç odağına değinmeye bile gerek yoktur. Planları sebep-sonuç ilişkisine bağlı olarak tıkır tıkır işlemektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir