HALKÇI-TOPLUMCU” SİYASET/Çİ!

AnalizPolitika

Written by:

“Halkçı siyaset” olarak bilinen; halk sınıfları yani işçileri, köylüleri, bütün emekçileri; esnafı, emekliyi ve işsiz güçsüzleri, kısacası toplumdaki emeği ile geçinenleri, dar gelirlileri, hakları yenilenleri ve tüm ezilenleri, kimsesizleri savunduğunu belirten siyasi düşünce hareketi değil midir? En azından iddiası böyledir ve de kendini böyle tarif etmektedir. Böyle de kabul edilmektedir.

 

Bu durumda, halkçı siyasetçiler de çizgisini bu yönde devam ettirmek zorunda olup, bundan asla ödün ver(e)memelidir.

Halkçı siyasetçinin mücadelesi halk için, toplum için değilse, başka ne için, kim içindir? Sermaye düzeni adına hiç olamaz. Ayrıcalıklı belirli bir zümre adına da olamaz.

 

“Profesyonel siyasetçilik” adına ille de ‘bir şey’ veya ‘bir yerlerde olup’ güç elde etme, şahsi kariyer hırsı ve bencilce hevesler için zaten ol(a)maz!

 

Elde edilmiş bir gücün devamı için; kudretli olup, kudretli kalmak için de ol(a)maz! Elde edilen birtakım yüksek ayrıcalıkları elde tutmak ya da yüksek ayrıcalıklar elde etmek için de ol(a)maz! Eğer bütün bunlar varsa da zaten, halkçı siyasetçi olun(a)maz.

Olursa da sağdaki siyasetçilerden bir farkı da kalmaz.

 

Toplumlarda sömürüye dayalı düzenin devamının sağlanması için siyaset en önemli ve en etkili araçtır.

Bunu sağlamak da sağ siyasetçilerin işidir; varlık nedenidir.

Gerek din-inançlar ve gerekse de etnik-şoven milliyetçilik istismarları, sağ siyasetin kullandığı en etkili araçtır.

Bu araçlar sayesinde ezilen sınıfları kendi kontrolleri-denetimleri altında tutarlar. Hatta kendi içlerinde de ayrıştırırlar.

Birbirilerine yabancılaştırırlar. Kimi zaman da çatıştırırlar.

 

Bu tarz siyasetin dünyadaki örnekleri çok yaşanmıştır, halen de yaşanmaktadır.

Bu tarz siyasette en başta ve öncelikle nüfuz olur, para olur, mal-mülk olur.

Ranta dayanan büyük kazanç olur. Ayırma da olur, kayırma da olur.

Ötekileştirme ve dışlama olur. Saydamlık yerine gizlilik olur.

Yok sayma, post sayma olur! Hoyratça post kapma olur! Yaranma ve yalanma olur! Aldatma-riya ve itaat olur!

Entrika, hokkabazlık ve düzenbazlık, hile olur.

Hile i şer’iye olur!

 

Bu tarz siyasette tertip ve tuzak var. Kuyusunu kazma, arkadan vurmalar var.

Bitmeyen husumet ve düşmanlık var.

Dost iken düşman olmak var; düşman iken dost olmak var!

İyi iken kötü, kötü iken iyi olmak var! Bol bol çelmeleme; kin ve intikam var.

Yok yok vallahi! Var oğlu var!

 

Bu tarz siyaset, çok yaygın ve her yerde var!

Muktedir olanda da; olacak olanda da var!

Memleketin dahilinde, en büyüğünden en küçüğüne, demokrasiden nasipsiz siyasi partilerde ve derneklerde, siyasal-sosyal örgütlenmelerde ve dahi ailede var!

Siyasal, sosyal bir hastalık bu; müzmin, kronik ve de bulaşıcı.

Lakin sonuçları ise acı mı acı! Demokrasi, tek ilacı!

 

Demokrasilerde her iktidar geçicidir ve emanettir.

Bu, demokrasinin olmazsa olmaz gereğidir.

Neresi olursa olsun bu, herhangi bir yapıyı belli bir süre, geçici yetkiyle yönetmektir.

Yönetme yetkisinin sandık-seçim yolu ile halk tarafından geçi olarak verilmesidir.

Bu geçicilik sayesinde yenileşmenin ve gelişmenin önünü açık tutabilmektir.

İktidar olmayı, onu ele geçirme ve onu elde etme olarak görmemektir.

Bu “emanete ihanet” demektir.

 

Hangi alanda ve nerede olursa olsun; hangi ve ne maksatla olursa olsun, eğer amaç demokratik çokseslilikse; rekabette de demokratiklik olsun.

Siyaset yapmanın demokratik ilkeleri ve bir ahlakı olsun.

Profesyonel siyaset esnaflığı ile daha, bir daha, yetmedi bir daha egosu ile “siyasetçi sınıfı” imtiyazları içinde, köşe dönüp, köşe olmak için değil; eğer olacak, yapılacaksa bu siyaset, gerçekten halkçı-toplumcu siyaset olsun.

 

Gerçekten halkla, toplumla birlikte “halk için, toplum için siyaset olsun. “Halkçı-toplumcu siyasetçi” olsun.

Laik-demokratik Cumhuriyet ve halkçı demokrasi olsun.

Cemil YAVUZ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir