Filistin-İsrail Savaşının Teopolitik Yönü

AnalizPolitika

Written by:

Gözü dönmüş olan Hamas’ın İsrail’e saldırı düzenlemesi herkesi şok etti.

Ortaya çıkan yeni bilgiler ve tutarsızlıklar göz önüne alındığında, Mossad ile Şin Bet’in bu saldırıya hazırlık aşamasında göz yumduğu, saldırıyı bilmesine rağmen birkaç bin İsrailliyi feda ettiği, yaşayacağı bu kayıpların kendisine uluslararası arenada destek sağlayacağı ve bu desteği kullanarak girişeceği katliamlara gerekçe yaratacağını bildiği için saldırıya izin verdiğini, zır cahil olmayan herkes anlamıştır.

Görünen o ki İsrail, Gazze’yi tamamen haritadan silmek istiyor. Barış stratejisi ile arabuluculuk gibi girişimler ise sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Zira İsrail, barış için savaş stratejisi yürütmüyor. Savaş gücü toplamak için bir süreliğine barış yapar gibi davranıyor.

İsrail’e uluslararası mevcut destek devam ettiği sürece, barıştan yana tavır almasını beklemek çok büyük iyimserlik olur. Gücün doğası böyle bir şey zaten. İsrail, barışa ancak bitme noktasına geldiği zaman razı olur. Mevcut konjonktürde söz konusu bitme noktasına gelmesi pek mümkün gözükmüyor. Bu sebeple İsrail, yakın gelecekte toprakları içinde Filistinli kalmayana dek sürecektir bu halihazırdaki sıcak çatışma ve orantısız savaşı.

Uzun vadede ise değişik vesilelerle İsrail’in bölgede değişik topluluklarla savaşmaya devam edeceği anlaşılıyor.

Şimdilik sadece Filistinlilerle savaşıyor olması, gücünün sadece onlara yetmesi sebebiyledir ve bu bir tür stratejidir. Aynı zamanda gücünü dağıtmadan parça parça adım adım ilerlemektedir.

Gelelim bu savaşın son zamanlarda görünür olmaya başlamış olan kısmına yani teopolitik tarafına. Kuruluşundan bu yana süregelen İsrail-Filistin gerginliği ve zaman zaman savaşının teopolitik yönü çok güçlüdür. Ve bu teopolitik tarafı İsrailli yetkililer de artık kamuoyuna açık yerlerde ifade etmekten kaçınmaz oldular.

Aynı şeyi Hamas özelinde Filistinliler, hatta bazı Müslüman topluluklar için de söyleyebiliriz. Yani aslında olan şey şudur: İsrail’in Tanrısı ile Hamas’ın Tanrısı, güç mücadelesi için masumların, kadın ve çocukların kanını akıtmakta ve bunda bir sakınca görmemektedir.

Uzun zamandır Yuval Noah Harari üzerinden geliştirilmeye çalışılan, dijital çağın seküler ideolojisi de bir taraftan inşa edilmeye devam ediyor. İsrail-Filistin savaşının teopolitik yönü, dönemimizdeki dönemde dünya kamuoyunun önüne insanlığın kan dökücü, objektiflikten uzak bir yaklaşımı olarak sunulup tartışmaya açılarak, dijital çağın seküler ideolojisinin büyük bir ivme kazanması sağlanacaktır.

Görünen o ki yaşanan bu sıcak çatışma ve savaştan ne İsrail ne de Hamas’ın anlayış ve eylem türlerine tandanslı Müslüman topluluklar vazgeçmeyecektir.

Bu gerilimler devam ettikçe de dünya her gün biraz daha sekülerleşecektir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir