SOMA’DA İNSANLIK ÖLDÜ

AnalizPolitika

Written by:

13 Mayıs 2014 tarihinde Soma Kömür İşletmeleri’nin madeninde, yangın ve su basması sonucu 301 madencinin yaşamını yitirdiği büyük facianın yıl dönümü. Şehit madencilerden 103 şehit de bizim Balıkesir’li kardeşlerimizdi ne yazık ki. Ertesi gün Soma’ya Balıkesir milletvekili arkadaşım Haluk Ahmet Gümüş ile birlikte gitmiştik. Facianın koordinasyonunu o zamanın Balıkesir Valisi Ahmet bey yapıyordu, bizi şehitlerin toplandığı çadıra götürdü,vardığımızda gördüğümüz manzara korkunçtu. Yakınları, ölen babasını, kocasını teşhis etmeye çalışıyordu. Gördüğümüz manzara karşısında irkilmiştik. TBMM ‘de faciayı ve sorumlularını ortaya çıkarmak için Soma özel KOMİSYON’u kuruldu. Balıkesir Milletvekili olarak ben de SOMA özel komisyonunda görevlendirildim. CHP‘den 24. Dönem’in değerli arkadaşlarım Manisa Milletvekilleri, Hasan Ören, Şimdi CHP Grupbaşkan Vekili olan Özgür Özel ve Sakine Öz ile Balıkesir ‘den de ben komisyon üyesi olarak görevlendirildim.
Olay yerinde vardığımızda ve sonrasında yaptığımız incelemelerde yaşadıklarımı hala unutamıyorum. Komisyon olarak yaptığımız bir ziyaret sırasında, şehit maden mühendisinin eşinin bize söyledikleri hala kulaklarımda çınlıyor. Eşi, maden ocağına indiklerinde genzi yakan bir gaz sızıntısı olduğunu, bu durumun normal olmadığını ve bu durumu işverene rapor ettiğini bize anlattı. Buna rağmen hiçbir tedbir almadıklarını ve eşinin ve İşçilerin göz göre göre faciaya gönderildiklerini ağlayarak anlattı. Gerçekten de işçilerin hepsi karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu hayatını kaybetmişti. Onları yaşatacak bin dolarlık oksijen maskeleri olsaydı hiçbirisi yaşamını kaybetmeyecekti. Bu durumu Facianın yaşandığı madende komisyon incelememiz sırasında uzmanlara “İşçilerin yanında ,oksijen maske ve tüpleri olsaydı ne olacaktı” diye sormam üzerine, bizzat yetkililer itiraf ettiler. Yaşayacaklardı. ”Bunun maliyeti nedir?” sorumun cevabı ise, ”yaklaşık bin dolardı”. Vahşi kapitalist düzende kar hırsının, bin doların, bir insan yaşamından daha değerli olduğunu ve ne acıdır ki devletin de denetim yetkisini kullanırken bu durumu umursamadığını bizzat orada gördüm. Kazanın yaşandığı maden ocağına girdiğimizde, son kazmanın vurulduğu işçilerin kömür karasında ter akıttığı yerde o oksijen tüpünün ne kadar yaşamsal olduğunu bizzat yaşadık. Şu an ki üretimde İşçilerin madene inerken yanlarında oksijen maskesi ,tüpü olup olmadığını bilmiyorum. Varsa da denetimler yapılıyor mu? Bizim ülkemizde her şey çabuk unutuluyor, popülizm varsa, basın da, siyasetçi de orada. Ya şimdi, Soma’da göz göre göre ölüme gönderilen, madende yaşamını yitiren facianın arkasından şu sorular hala askıda, yanıt bekliyor.
1-Şehit işçilerin çocukları ve ailelerini ekonomik ,emekli maaş ne durumda?
2-Facianın sorumluları hak ettikleri cezaları aldılar mı?
3-Madende halen çalışan işçiler için,  oksijen maskesi standart olarak her birisi için tedarik edildi mi ?
4- AB ülkelerinde Kömür madenleri terk edilip, güneş, rüzgar ve temiz enerji kaynaklarına geçilirken dünyanın en büyük güneş tarlalarına sahip ülkemizde bu planlanıyor mu ?
Her şeyden önemlisi SENDİKALAR işyerinde etkili bir şekilde, çalışma düzeninin planlanması sürecine katılıyor mu? Bu sorular hala yanıtsız. Korana salgını yaşadığımız bu süreçte, insan hayatının ve sağlığının ne kadar değerli olduğunu, hiçbir maddi şeyle ölçülemediğini bizzat yaşadık ve gördük. Çalışma yaşamında da işçilerin ve emekçilerin önce iş ve can güvenliğinin yaşamın her alanında sağlanması, hatta objektif sorumlukla düzenlenmesi zamanı gelmiştir.Ancak o zaman ,Devlet denetim yetkisini en yüksek duyarlılık düzeyinde yerine getirebilir. Soma faciaları yaşanmaz.
Av.Namık Havutça 26. Dönem Balıkesir Milletvekili, SOMA KOMİSYONU Üyesi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir