POLİTİKHANE’DEYİZ!

AnalizMedyaPolitika

Written by:

“POLİTİKHANE”DEYİZ!…
Genç arkadaşım  Gökhan Karcı aradı.
Bundan sonra “Politikhane”deyiz, dedi.
“Politikhane” hakkında bilgiler verdi.
Benim de yazılar vermemi önerdi.
Ben de “bir genç olarak elbette,
hay hay, sevinerek” dedim.
İşte bugün de sizlerleyim.
 
“Poitikhane” adı iyi düşünülmüş,
zeka ürünü olarak iyi seçilmiş bir ad.
Çizgisini -adı üstünde- yaşama, olaylara,
durumlara politik pencereden bakmak
olarak belirlemiş.
“Politik-hane” sözcüğü, her ne kadar
“politika yapılan yer” anlamına geliyor
olsa da, mizahi-ironik bir özelliği de var.
Adının böyle seçilmiş olmasında sanırım,
bu özelliğinin de bir payı var!
Başta Gökhan Karcı arkadaşımız olmak
üzere, siyasal-toplumsal motivasyonu ve
kararlılığı yüksek olan genç arkadaşların
sorumluluğunda  yürütülen bu düşünce
platformu yayıncılığının yararlı olması,
elbette kalıcılığına; kalıcılığı da yararlı
olmasına bağlıdır. 
Okurlarının önyargısız ve yakın ilgiyle,
sahiplenmelerine bağlıdır.
O halde, alışılagelmiş önyargılardan
arınarak yaklaşmak da hayırlıdır.
 
Politika ya da siyasetin, doğasında
rekabet, elbette  bulunmaktadır.
Zemini, koşulları  ve de süreçleri
demokratik değilse eğer, amacı da
sonucu da demokratik olamaz.
Toplumun, halkın yararına olamaz.
Orada her şey sadece belirli kişilerin,
grupların, zümrelerin çevresine döner.
Yukarıdan aşağıya bir “politika esnafı”
ya da “siyaset aristokrasisi” devam eder.
Kalabalıkları, kitleleri sadece bunun için
peşinden sürükler!
Bu durum, hep böyle sürüp gider.
“Politikhane” adının seçilişi de sanki
biraz da buna işaret eder!
 

Siyasette katılmadığım “kadın fetişi” gibi
“gençlik fetişi”nden de geri kalınmaz.
Fakat gerçekte, gençliğin siyasete ilgi duymasından ve siyasetle doğrudan ilgili olmasından “hakim siyaset” aslında pek de hoşlanmaz.
Bu yüzden, ilgili olanları da kendine benzetir.
Böylece, gençliğin siyasette değişim etkisi
“çaktırmadan” engellenir.
Bunu gözden kaçırıp dahil olan gençler de,
“hakim siyasetin” mirasçısı gibidir!
Şu veya bu nedenle, onların da işine gelir!
Bu durumda artık kısır bir döngüye girilir.
İşte böyle devam edilip gidilir!
Umarım “Politikhane” ile bu yapıya
artık itiraz edilir.
“Böyle gitmez, gidemez, gitmemeli”
tavrı geliştirilir.
Dilerim “Politikhane” ile buna
hizmet edilir.
Ne denir?
“İyi başlamak” değil;
“iyi kalmak” hünerdir.
 
“Politikhane”de bu ilk yazımdır.
Haftada bir yazı, yer alacaktır.
Önümüz “Egemenlik Haftası”dır.
Egemenliğin tek kişinin elinden alınıp,
asıl sahibine, halka-ulusa teslim edildiği,
23 Nisan 1920’nin tam Yüzüncü Yıl’ıdır.
Ancak yazık ki tarihin çarkına çomak
sokularak, döngüsü yavaşlatılır.
Saltanat, hilafet pompalanır.
Halk iradesi kırılmaya çalışılır.
Gerçek olan şu ki;
Ulusun-halkın egemenliğini yine halkın-
ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.
Gün gelecek, devran dönecek,
halk-ulus, egemenliğini
yeniden eline alacaktır.
Makus talihini kıracaktır.
Halkın egemenliği,
bağımsızlık ve demokrasi
kazanacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir