HALKÇILIK  YA DA “GICIKLIK”?!

AnalizPolitika

Written by:

Günlük yaşamın gelgitleri içinde, karmaşık insan ilişkilerinde, iki tarafı da keskin bir bıçak;
dipsiz bir kuyu,
şu “gıcıklık!”

Herkesin, herkes için her an elinin altında, hazırda tutulan, “hamiline” olan
bir etiket “gıcıklık!”
Muhatabı her kim olsa da sınırsız, şekilsiz, tanımsız bir kalıp adeta şu “gıcıklık!”
Herhangi birisi için,
zihnin gerisindeki
bir önyargı kalıbı “gıcıklık!”
Karşısındakini şu ya da bu nedenlerle, sevimsiz ve itici bulmanın adı “gıcıklık!”
Yine, şu ya da bu nedenlerle, birisiyle
yıldızının barışmaması, “gıcıklık!”
Birisi hakkında çoğu kere tek yanlı ve tek yönlü olarak, karşıtlık besleyip, sonra da o karşıtlığı, bir grup içinde, büyütüp yaygınlaştırmak “gıcıklık!”

Belki de, bir çeşit hasetliğin, çekememezliğin,
kıskançlığın da besleyip büyüttüğü yok sayma,
önünü kesme, çelmeleme, yükselip, ilerlemesinin
önüne geçme, kafadan karşı olma tutumu “gıcıklık!”
Düşünsel bir temeli de olmayıp akılla, mantıkla da
yoğrulmamış, öfkeyle kin tutmaya da varabilen,
kalıcı-geçici ya da dönemsel olabilen negatif
bir duygu yoğunlaşması “gıcıklık!”

Makul bir dayanağı,
meşru bir temeli, akılcı,
açıklanabilir bir gerekçesi olmasa da; ama ille de
varmış gibi hayali, sanal, sahte, yapay karşıtlıklar
üretmeye yol açan, sorunlu bir ruh hali “gıcıklık!”
İnsanın doğası, alışkanlıkları, bencillikle egoları ve de bilumum hırsları vb.
Bunlar, kişisel olarak ’’doğal’’ görülebilir.
Ancak, toplumsal amaçlı örgütlü yapılarda,
özellikle de ilerici, halkçı, sol-sosyal demokrat
nitelikli yelpaze içinde ise ortak amaç, ortak süreç,
ortak başarı adına bulunması zorunlu, hatta kaçınılmaz
olan “birlik, güven ve dayanışma” ruhu, bu “gıcıklık” zehirlenmesinden mutlaka arınmalıdır.

Birisini “olumsuzlama hesabı” üzerine yürütülen
sinsilik ve sindiremezlik durumu “gıcıklık!”
Kişisel bir hesabı,
herkese yayarak, biri(leri)ni itibarsızlaştırma aracı “gıcıklık!”
Kadın-erkek ve komşuluk ilişkilerinde, ticarette,
bürokraside, iş yerlerinde, her türlü sosyal ilişkide,
özellikle de (yerel) siyasette çok sıkça karşılaşılan
alışılmış, bildik ve oldukça da yaygın olan bir davranış kalıbı “gıcıklık!”

Fikri bir temelden, düşünsellikten daha çok,
kişisellikle daraltılan yereldeki siyasetin
her aşamasında geçerli olup, ilişkilerde
kişiliklere yönelik olarak yürütülen
“itibarsızlaştırmalar”la öne çıkma; kestirmeden, kısa yoldan rol kapıp doyuma ulaşarak bir tür çıkar elde edebilmenin çok da kolay tutan mayası “gıcıklık!”

Toplumsal olandan çok,
asıl kişisel çıkarların egemen ve yaygın olduğu, sağ siyaset yerine; özellikle ve daha çok da sol-sosyal demokrat, halkçı siyaset yelpazesinde “olmazsa olmaz” olan “birlik- dayanışma”ruhunun, bu“gıcıklık zehiri”nden
arınması zorunludur.
Çünkü yaşamla sabittir ki, birçok yerde yaratılabilecek siyasi başarının önü, bu “gıcıklık” illeti yüzünden kesildi.
Nice siyasi profil, “gıcıklık”tan engellendi, yükselemedi.
Birçok örgütsel başarı, sadece içerde yaşanılan “gıcıklık”tan engellendi.

Sonuç olarak, özellikle sol-sosyal demokrat ve
halkçı siyasette ve günlük siyaset ilişkilerinde,
hem belirleyici hem de zehirleyici olanların başında geleni de ne yazık ki bu “gıcıklık” illeti ya da hastalığıdır.

Toplumsal düşünce çevresinde dayanışmanın,
demokratik, laik ve çağdaş Türkiye idealiyle,
ilkelere bağlı kalarak, başarma yolunda
birlikte, dayanışma içinde mücadele edebilmenin yerini al(a)mamalıdır
bu “gıcıklık!”
Eğer alırsa, alıyorsa,
bu akıl dışılıktır.

One Reply to “HALKÇILIK  YA DA “GICIKLIK”?!”

  1. A.Yavuz dedi ki:

    Gıcık dışında kalanlar da zübük.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir