Pandemi süreci ile beraber hepimiz evlerimize kapanırken,doğa katliamı yapmak isteyenler bunu fırsat bildiler.
Erdek Kapıdağ’da İlhanlar ve Narlı arasındaki ormanda rüzgar gülleri için kesikdağ mevkiindeki ağaçları ormanı katlediyorlar
Geleceğimizin üzerinde yaşadığımız topraklara bağlı olduğunu ne zaman idrak edeceğiz?
Aynı şekilde Kapıdağ bölgesinde gözetleme amacı ile yapılan kule,kendini bilmez doğa düşmanları ve faydacılar tarafından sökülüp yakıldı.
Bu gibi bir vandallığın karşılığı olmazsa,bunu yapan vandallar cezasız kalırsa,bugün göstermemiz gereken tepkiyi göstermezsek yarın bunun hesabını nasıl vereceğiz?
Orman genel müdürlüğünün 2017 verilerine göre Türkiye üzerinde bulunan ağaçlık alanların oranı Türkiye yüz ölçümüne oranla %28.6
Artan yapılaşmalar ve kentleşmeler doğal alanların yok olmasına ve doğal dengenin bozulmasına sebep olurken kapitalist sistem halkın soluduğu havaya bile göz dikmiş oldu demek yanlış sayılmaz.
Geçtiğimiz yıllara ait yangın sebeplerine bakacak olursak bunların bir çoğu artan yapılaşmaya yeni yerler kazandırmak ve kapitalist sistemi beslemek üzerine düzenlenmiş tiyatrolar olarak karşımıza çıkıyor.
Bilindiği üzere bir çok yeşil alan yakıldıktan sonra imara açılmış ve zaten var olan projeler bir bir hayata geçirilmişti.
2017 verilerine göre verdiğimiz iyimser %28.6’lık rakam maalesef artmıyor aksine gerileyerek nefes alanlarımızın yok olduğunu gözler önüne seriyor.
Kağıdağ bölgemiz tarihi ve kültürel mirasları bünyesinde barındırırken var olan ekolojik güzelliği ile de halkın dikkatini cezbederek bölgeye ziyaretlerin olmasını sağlıyor.
Kirazlı manastırı ve bulunan göller sayesinde halk nefes alacak ve ailesi ile zaman geçirirken tarih ile de iç içe olabilecekleri bir çevrede huzur buluyorlar.
Doğaya saygılı ve kurallara uyumlu olan herkesin güzel zaman geçirebileceği doğal güzellik alanlarını ne yazık ki vandallar ve doğa düşmanları tahrip ederek ,huzur arayan,nefes alan ve doğal güzelliklerin kıymetini bilen herkesin hakkını gasp etmiş bulunuyorlar.
Dünya çapında etkisini sürdüren Covid-19 salgını sebebiyle hepimiz zorluklar karşısında yaka silktik ve evde geçen uzun sürelerin sonucunda doğanın kıymetini,nefes alabilmenin güzelliğini ve özgürce dolaşılabilecek alanlarımızın olmasının zenginliğini bir kez daha anladık.
Son 12 yılda Türkiye de faaliyet gösteren çiftçilerin oranı %48 azaldı.
Bu oranın götürülerini artan sebze ve meyve fiyatlarında,gıda fiyatlarının artışında ve gsmh’ın düşüşünde görüyoruz.
Yukarıda söylenen her şey birbiri ile bağlantılı bir şekilde akşam yemek masasına oturduğumuzda tabağımızda karşımıza çıkıyor.
Yemek masasına oturup tabağımızın boş olduğunu görene kadar beklemek gelecek nesillere ihanet olur.
Bu gibi çevreye verilen zararlara tepkisiz kalmak bir gün her birimizin hanesinde yankı bulur fakat iş işten geçerse çıkan yankının esamesi sadece kendi kulaklarımızda okunur.
Böyle durumlarda bireyselci değil toplumcu hareketlerin içerisinde olmalıyız ve her daim yapılan yanlışlara karşı dik durup dile getirmekten korkmamalıyız.
Doğa onun,bunu veya şunun malı değil doğa hepimizin ortak malı.
Doğumdan ölüme kadar her daim üzerinde olduğumuz,bize barınak olan,gıda olan ve huzur olan doğayı unutmamalıyız.
Doğa hepimizin koruması gereken ortak bir miras ve bu mirasa gelin hep beraber sahip çıkalım doğa katliamına dur diyelim Erdek Kapıdağımıza sahip çıkalım.
ERDEK KAPIDAĞ’DA ORMAN KATLİAMI VAR!
Last modified: 19 Eylül 2020
Harika bir yorum olmuş