BANDIRMASPOR, ENDÜSTRİLEŞEN FUTBOL, KAZANAN VE KAYBEDEN

Analiz

Written by:

Herkesin bildiği gibi Bandırmaspor Süper Lig için final oynadı. Bu durum ilçe de büyük bir heyecan yaratırken kimilerine göre ilçede yaşayan insanları birleştirdi. Evet doğru. 90 dakika boyunca her sınıf, kültür ve ideolojik farklılığa sahip insanlar adeta hipnotize edildi. Bu durum yerelde böyleyken genelde özellikle üç büyük tanımlaması kullanılan kulüplerde aynı duyguyu yaratıyor mu? Örneğin Avrupa maçlarına çıkan kulübün rakip taraftarı aynı bütünlüğü gösterebiliyor mu? Ya da başka bir soru soralım. Futbol gerçekten bir oyun mu yoksa kapitalizmin küresel yapısı içerisinde yerel unsurların dışında kitlesel bir hipnotize aracı mı?

Kabul etmek gerekir ki kapitalizm sürekli olarak kendini yenilemekte ve kitlelerin düşünme zamanını zaman ve mekan gözetmeksizin yok etmektedir. Özellikle televizyon kanallarının yaygınlaşmasıyla birlikte zaman daraltmayı başarılı bir şekilde kullanmakta ve kitleleri düşünmekten ve sorgulamaktan uzaklaştırmaktadır. Bu sürecin içerisine yerel siyasal güçlerden tutun genel siyasal güçlere kadar her organı dahil etmektedir.

İşsizlik, yoksulluk, geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı, doğa talanı tüm dünyada emekçi kitlelerini bunaltıyor. Emekçi kitlelerin bu sorunlarının tek sebebi kapitalizmdir. Kapitalizm birçok araçla kitlelerin gerçekleri görmesini ve bu sorunların sebebi olan kapitalizme karşı sorgulama sürecini ve mücadelesini engelliyor. Kitlelerin yeni afyonu olarak adlandırılan futbol, burjuvazinin en işlevsel araçlarından birisidir. Üstelik burjuvazi bir taşla iki kuş vuruyor: Hem milyarlarca doları cebe indiriyor, hem de yüz milyonlarca emekçiyi uyutuyor!

Futbol ticarileştikçe, kapitalizmin çürümüşlük düzeyine paralel olarak kendi ahlakına uygun futbolcular daha fazla öne çıkmaya başladı. Meselâ Arda’nın silahlı tehdidi, Fatih Terim’in mekân basması, Emre Belezoğlu’nun Trabzonsporlu meslektaşına ırkçı saldırıları Türk futbolu ve “yıldızları” hakkında fikir veriyor.

Düşünme zamanı ve yetisi elinden alınan emekçi kitlelerin tek övüncü patronuyla aynı takım taraftarı olmasından öteye geçemiyor.

Bugün büyük paralar harcanarak devlet eliyle inşa edilen stadyumlara “arena” denmesi rastlantı değildir. Roma İmparatorluğunda halkın mevcut düzene boyun eğmesi için arenalarda gösteriler düzenleniyordu. Bu gösterilerde gladyatörler dövüştürülüyor ve kimi zaman ölümüne dövüşlerle seyircilerin deşarj olması sağlanıyordu. Roma’da halkın kolay yönetilebilmesi, karnının doyması ve aklını eğlenceyle meşgul etmesi “ekmek ve sirk” formülü olarak tarif ediliyor. Bugün kimseye bedava ekmek verilmese de günümüz futbol stadyumları da modern arenalar olarak tanımlamak gerekir. Eğer stadyumdaki 30-40 bin kişi aynı anda “ölmeye geldik” diye haykırıyorsa bu aynı arenanın, pozisyonların tekrar ve farklı açılardan izlenmesini sağlayan dev ekranlar, lüks restoranlar, internet bağlantısı vb. her türlü konfor bulunan lüks locasında maçı izleyen patronun keyif almasını sağlar. Böylece ister ekran başında olsun isterse tribünlerde olsun seyirciler 90 dakika ile sınırlı olmayacak şekilde yaşadıkları dünyadan kopuyorlar. Taraftarlık psikolojisi ve maç heyecanı izleyicilerde terapi etkisi yaptığı gibi, sınıfsal ayrımları da emekçilerin zihninde ortadan kaldırıyor.

Özet girişten sonra yerel gündeme dönecek olursak çok farklı bir durumla karşılaşmadığımız ortadadır. Bütün ülkede tiyatro salonları birer birer kapanırken, tiyatro toplulukları dağılırken, Bandırma’da kültürel anlamda ulaşılması gereken onlarca mahalle, binlerce çocuk ve genç varken otopark ücretleri neden Bandırmaspor’a tahsis edilir? Neden Belediye onlarca araç kiralayıp yüzlerce insanı maça götürür? Adeta bir amigo gibi davranan Avukat Müteahhit Belediye Başkanı belediyenin olanaklarını buraya aktarır? İçeri giren her hastaya müşteri gözüyle bakan Royal Bandırma Özel Hastanesi neden yüzbinlerce lira aktararak sponsor olur? Kendisinin bir iş insanı olduğunu bildiğim Onur Göçmez sadece futbol ve Bandırmaspor aşkı için mi milyonlarca lira para harcar?

Daha önce de yazmıştım. Bir kez daha tekrar edeyim. Eğer Avukat Müteahhit Belediye Başkanı spora ve kültürel etkinliklere bu kadar düşkünse 10-15 gün sonra okullar kapanacak. Milli Eğitim Müdürlüğüyle bir protokol imzalayıp her mahallede en az bir okulun bahçesini futbol okulu olarak hizmete soksun. Böylece parası olmayan ailelerin çocukları da futbol eğitimi alsın.

Futbolun kazananları belli, peki kaybedenleri kimler? Kapitalizmin doğasında olduğu gibi yine toplumun alt tabakasında yaşayan insanlar. Gerek bilet satışları, forma ve lisanslı ürünlerin ticareti gerekse şifreli set üstü cihazlarının abonelik kampanyaları vasıtasıyla halkın gelirleri futbol tutkusunda tüketilmektedir. Ayrıca, bizzat devlet kontrolünde yürütülen iddia ve bahis tarzı kumar sistemi, küçük yaştan itibaren insanların servetlerini tüketmekte hem zaman hem de kazançlarını aslı haram olan kumar sisteminde heba etmektedir. Medya gücü ile birlikte holiganizm ve anarşi boyutlarına kadar uzanan bu kirli oyun ne yazık ki toplumları sömüren en güçlü araç hâline gelmiştir. Ülke siyasetlerinde de önemli bir yere sahiptir. Belki de mevcut dönemde AKP’nin en büyük şanssızlığı futbolda başarısız bir dönem yaşanmasıdır. Yoksa eğer bu dönemde bir uluslararası turnuva olsaydı ve Bandırmaspor’da olduğu gibi belli bir noktaya ulaşılsaydı bugün gördükleri tepki alkışa dönerdi.

Kapitalizm yeryüzünde egemenliğini kurarken her şeyi büyük bir değişim ve dönüşümün içerisine soktu. Kültürü, sanatı, sporu yerellikten kurtararak evrenselleştirdi. Bunlardan ideolojik, ekonomik ve siyasi kazanç elde etti. Ama çürüme çağındaki kapitalizm elini attığı her şeyi çürütmeye, yozlaştırmaya başladı. Endüstriyel futbol bu bakımdan çürüyen kapitalizmin en “başarılı” ürünlerinden birisidir. Endüstriyel futbolun pislikleri ortadadır. Siyasetin kirletmediği, paranın yozlaştırmadığı, rekabetin taraftarları ve oyuncuları çığırından çıkarmadığı bir futbol, yani endüstriyel olmayan bir futbol kapitalizmde mümkün değildir. Suç bir eğlence aracı, bir oyun olarak ortaya çıkan futbolda değil.

Bugün Bandırmaspor Süper Ligde değilse suç Avukat Müteahhit Belediye Başkanında değil. Emin olun o yakın zamanda Çay eşliğinde 40 bin dekarlık mutlak tarım alanına göz yummasının bedeli olarak Bandırmaspor’u daha iyi bir yere getirmeye çalışacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir