AKP, “PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜĞÜ” DE KAYBETMEKTE

AnalizPolitika

Written by:

Zamanı gelmiş bir değişimin, ne yapılsa da önünde durulamaz.
Bu gerçeklik, en çok da siyasal ve toplumsal ömrünü tamamlamış olan siyasi iktidarlar için geçerlidir.

Evet, artık herkesin bildiği bir sır bu; ne yapılsa da gizlenememekte!
Hem içinden hem dışından, belli ki kader ağlarını örmekte!
İstese de istemese de, talihinin çarkı artık tersine dönmekte!
Tarihinin de kaçınılmaz sonu, elbet beri gelmekte; çünkü tarih, hep havada kalan ve yere inmemiş olan uçağı, henüz kaydetmemekte!

Çürüme, yozlaşma, han hamam, Karunlaşma;
baskı, zulüm vb ile abat olunup, Firavunlaşma;
“şeytan” dediklerini unutturup Amerikancılaşma; “millet millet” naraları atıp, millete yabancılaşma.
3Y dedikleri “Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar”a karşı gelip de; yine bu 3Y ile, kaçınılmaz sona doğru hızla yaklaşma!

Cumhuriyetin sayesinde memlekette devr i iktidar oldular.
“Demokrasi sermayesini” ise hoyratça, kullanıp harcadılar.
Cumhuriyet’e, kurucusu Atatürk’e nasıl da ve ne karalar çaldılar ama başaramadılar.
Laikliğe karşı açık cephe alıp, kara üstüne kara çaldılar.
Her fırsatta, Cumhuriyetin bütün kazanımlarını itibarsızlaştırmaya çalıştılar.
Kadın hakları ve eşitliğine karşı adeta kampanya açtılar.
Ulusal bayramları yasakladılar.
Ancak halkın direnişini kıramadılar.
Belleğinden söküp atamadılar.
Elde avuçta ne varsa halka ait, ülkenin birikimi olan kamunun malını; eşe dosta, yerli-yabancı yandaşa haraç mezat, “Katar katar” sattılar.
Cumhuriyetle hesaplaşma ve rövanş alma peşinde koştular.
On sekiz yıl önce ne kadarsa yoksulluk, on sekiz yıl sonra yazık ki on sekiz kere katlanmış, kanatlanmış durumda…
İşsizlik, bir facia sanki bir felaket, afet konumunda.
Emek merdiven altında, örgütsüz, savunmasız bırakılmakta, itilip kakılmakta.
Yolsuzluklar ayyuka, her yerde, her noktada kayırma.
Kendilerinden olmayanı, milletten saymama!
Ülkenin kurucu ayarları ile oynama.
Her gün zam üstüne zam, gam üstüne gam vururken vatandaşın sırtına; feryat figan edeni, itirazını yükselteni anında bastırma.
Hakkını, hukukunu haykıranı, o anda, hızla yaka paça susturma…

Adalet kör kuyularda, ulaşılmaz, çığlık çığlığa; temel haklar ve özgürlükler, ayaklar altında.
Düşünceyi ifade, anlatım ve eleştirme hakkı nerdee?
Sanat, mizah hepsi karanlıklarda, enkazlar altında.
İşine gelmeyen ne varsa, kim varsa yasaklanmakta.
Basın, medya özgürlüğü ara ki bulasın.
Onca tv, onca gazete kendi ellerinde ama yetmemekte; çaresizler ne yapsın!
Hazır ve nazır ekranlarda, sayısız adam; gece yarılarına kadar, sabah, öğlen, ikindi, akşam!
Amma ve lakin yetmeyince yetmiyor işte, olmayınca olmuyor; yalan dünya gerçek
olmuyor.
Boşa konsa dolmuyor, doluya konsa almıyor!
Ne ki demir almak zamanı gelmişse limandan,
yolcudur Abbas, bağlansa durmuyor!

Nicedir, her yerde, hep en birinci, tek birinciydi;
el üstünde, nadide, bulunmaz bir “inci”ydi!
Yaratandan bir lütuftular sanki, eşi benzerleriyse, ne mümkün, bulunur mu ki?
Her sözün başı kamplaştırıp kutuplaştırma.
Kimlikçi siyaset ile toplumu ayrıştırma.
Kindardılar bir yandan da dindar; lakin her şeyin bir sonu var, herkes fani; bütün saltanatların elbet sonu da var.
Belli ki engin, derin denizler bitmekte, tükenmekte;
görünen köy de kılavuz istememekte!
Ama belki bir yolu bulunmalı; davaları ise, ille de uzatabilmekte!

Kime sorulsa, kiminle konuşulsa her yerde, ortalık yerde;
herkesin bildiği aleni bir sır var, herkesin dilinde!
“AKP psikolojik üstünlüğü de yitirdi.” artık denilmekte!
Belli ki o önlenemez yükselişinden, aşağılara doğru hızla inmekte!
Ülkenin ve milletin makus talihi dönmekte.
On sekiz yıl önce nasıl geldilerse, dikensiz “gül bahçes”ine; ne yazık ki on sekiz yıl boyunca da rahatça at koşturdular aynı “gül bahçesi”nde, “muhalefetler” sayesinde!
Fakat ne kadar hüküm sürse de hoyratlık bir ülkede; bir diyalektiği var ama tarihin de…

Yetti artık, yetsin artık!
Millet ilk seçimde, AKP’nin o “kutsal sandıkta” çakılacağı o güzel günü, şafak sayıp beklemekte! Neden olmasın?
Onlar da yoruldular; kim bilir, dinlenmeyi gerçekten onlar da istemekte!
Huzuru belki de onlar da iple çekmekte!…
Ancaak!
Her şey, bir şeye bağlı:
Muhalefetin doğru ve etkili strateji atağı.
Bugünden başlayıp, sonuna kadar gür sesle, güçlüce, etkilice “parlamenter demokrasi” ısrarı…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir