Yazar: Uğur Güney Subaşı
Siyah İsa
Ayakkabılarım dahil yaklaşık 150 cm boyla başladığım lise kariyerimi tam 180 cm gelerek tamamlamama ve bu sayede okulun ilk yıllarında bana reva görülen “ufaklık” lakabından tümüyle …
Çifte Enkaz
Türkiye Cumhuriyeti’nde doğmuş olmalarının bedelini ömürleri boyunca ödemek zorunda kalan her erkek kurbanın başına geldiği üzere doğumla birlikte üzerime zimmetlenen ve tüm gençlik yıllarım boyunca azılı …
Hem bize hem de BİS’e hayat veren adam!
Ağır bağımlısı, büyük müptelası olduğumuz şanlı Galatasarayımızın 1994 yılının sıcak bir 15 Mayıs gününde ligin son maçı olan Bursaspor maçını kazanarak tarihindeki onuncu şampiyonluğunu ilan edeceği …
Nöbetçi
O yıllarda sadece lise son öğrencilerine verilen “nöbetçi öğrenci” unvanı ile en az Game of Thrones’un efsane “iri kadını” Brienne of Tarth kadar iri ve haşmetli …
Çıkarın Maskelerinizi!
Her ne kadar şimdilerde yayıncı kuruluşta “Aman Ali Rıza Bey, ağzımızın tadı kaçmasın!” kıvamında son derece “sıradan” yorumlar yaparak yorumculukta idare-i maslahatçılığın “yerli ve milli” maestroluğuna …
Neden Eski Tadını Vermiyor?
Vermiyor, zira biz Behzat Ç.’ye ve onun unutulmaz ekibine, derin devletin karanlık unsurlarının kendi aralarında tutuştuğu rant kavgalarını afişe ettikleri ya da bu unsurların nedense taşeronluğuna …
T Harfli Damga!
Tek bir ucuz şarabın, bir ateşin etrafında çaresizce ısınmaya çalışan çulsuz alkolikler tarafından “yudum yudum” elden ele gezdirilmesi gibi yan yana diz çökmüş kovboyların açık olan …
Neden?
O meşhur şiirde bahsedilen “yolun yarısını” çoktaaan gerilerde bırakmış bir orta yaş kuşağı mensubu olarak genellikle Z kuşağı olarak nitelendirilen günümüzün gençlerinin yüreğine talip oldukları akranlarına …
Yeditepe İstanbul
“Otuz beş yaşındayım. Daha hiçbir şey yaşamadım ki ortasında olayım hayatın. Ama kenarındayım bu kesin. Hem de en kenarında…Tıpkı bizim mahalle gibi şehrin en dibinde.” Yusuf’un …
İslam’ın Yeni Şartları!
Hatırlıyorum da, gençlik yıllarında içerisine doğduğu Müslümanlığın emrettiği muhafazakar hayatın çok uzağında, hareketli bir yaşamı tercih etmiş; fakat yaşlandıkça “osurup obalara, tınsırıp tövbelere” gelmelere doyamamış ve …