Kimlikler ve Siyaset

AnalizPolitika

Written by:

Seçime sayılı günler kaldı. Siyasi parti liderleri kimlikler üzerinde birbirlerini suçluyorlar veya tanımlıyorlar ve siyaset üstü olması gereken kimlikler seçim malzemesi yapılıyor.

Kimlik, disiplinerarası yani sosyoloji, Felsefe, ve siyaset vs. konusudur. Bu yazida sadece Türkiye de Kimlik üzerinde bir tanım denemesi olacaktir. Bunu yaparken, siyasi liderlerin seçim konuşmalarında kimlik vurguları söylem analizi çercevesinde incelenecektir.

Peki Kimlik deyince ne anlıyoruz. Bir çok cevabı vardır kimliğin. Kisacası, Kimlik kişiyi kişi yapan değelerdir. Kişi o değerler üzerinde kendini tanıtır. Buna kişilik te denilmiştir. İçinde büyüdüğü toplumu din ve örf, hayat tarzı o kimliği geliştirir veya şekilendirir.

Tanımı dışında Kimlik konusu ile alakalı bir çok soru sorulmaktadir. Örneğin, bu sorulardan bir kaçı şöyledir. Kimliklerimizi neler şekilendirir, yapı taşları nelerdir?  Kimlikler akışkan mı durağanmıdır? Giydirilmiş kimlikler nelerdir? Öznel ve nesnel yaklaşımlar nelerdir? Kimlik bunalımı nedir?  Bu tür sorulara elbette herkesin verebileceği bir cevabı vardır. Bu soruların bireysel ve toplumsal kimlik ilişikisi mevcuttur.

Mesela Kimlik tanımı vatandaşlık bilinçi ile paralel gelişir. Vatandaşlık ve kimlik ayrı bir yazida irdelemek lazim. Örneğin, vergisini nereye gittiğini sorgulayan vatandaş ile , Devlete canım feda diyen vatandaş arasında bir kimlik ayrışması vardır.

Batı devletleri Kimlik ve onunla alakalı deneyimleri ve tartışmalarını periyodik olarak bitiryor. Biz uzun yıllar sancılarını çekeceğiz.

Toplumumuzun ekseriyeti kimlik  aidiyet ,kültürel kimlik, milli kimlik  ve öz gibi kavramlara yabancıdır. Sağlıklı tartışılacak zemin ve zaman oluşmadığı için de, öğrenme ve tecrübe etme geçikecektir. Gelecek nesilerde Kimlik bunalımı, kimlik bunalımını doğuracaktır Türkiye toplumunda. Kimlik ile alakalı az akademik çalışma ile sınırlıdır. Ekseriyeti fertler ise cebinde taşıdığı kimliğin asıl kimlik olduğunun bilincindedir. Öz olan kimliğe sadece bilgi seviyesinde aşınadır. Ve bundan dolayıdır ki kutuplaşma süreci hızlıdır, başkalarını ötekileştirme cabası dışsal motivasyona açıktır

Böyle bir toplumda birey olamamış veya bireyselçiliğini tamamlamamış kişilerin kimlikleri parçalıdır, daha doğrusu dağınıktır. Kimlik bunalımı yaşayan toplumlar çabuk kırılır. Bir bulmacanın parçaları gibi dağılmıştır. 40 yaşına kadar o bulmaca parçalarını eşleştirme veya bulma cabasına girer. Kendi kimliğini tanımlamayacağı için başkaları ona yakıştırdığı ve yapıştırdığı etiketlerle tanıtır. Sen kimsin sorunun cevabını sağına ve soluna bakınarak cevaplar.

Türk toplumu bireyleri bu ikilemin arasındadır. Yanı kendisini nasıl tarif ettiği ve gördüğü ile toplum tarafında nasıl görüldüğü ve tanımlandığı arasında gelgitler yaşamaktadir. Kişinin kendisini nasıl gördüğü nasıl tarif ettiğinin önemsiz olduğu toplumlarda bireyler toplumun nasıl görmesini istediği etiketlerle yaşamak zorunda kalır. Öyle değilmiyiz, bir ailede farklı olan çocuklar dışlanır, grub düşüncesine uymayan çalışma arkaşı, marjineleştirilir, sınıfta öz güveni ile ortaya çıkan öğrenciler öteki olur.

 

Aşırı Milliyetçi ve Esnek milliyetçi tanımı yapıp bu iki tanım çercevesinde siyastlerin söylem analızıne geçelim.

Aşırı Milliyetçi Kimlik savunmacı bir kimliktir. Ötekileştirir, farklı düşünenenleri hor görür, farklı kültürlerin varlığını kabul etmez. Empatı yoksunudur. Bu tür kimliğe sahıp olan kişi, kendi kimliğini en iyi, en üstün olarak görür. Başka kültür veya etnisite ya bağlı üyelerle iletişimi zayıftır. Kimliğini sorgulama veya tartışma konusu olduğu zaman şiddette başvurur. Aşırı Milliyetçi kimlikler, bağnaz kültürel kimlikle ile beslenir. Bağnaz kültürel kimlik kuşaktan kuşağa aktarılan ve herşeyi o katı muhafazakarlık gözlüklerle bakan bir kimliktir. Örneğin, babam böyle derdi veya yapardı. Bu tarz kimliğe sahip olanlar aşırı devletçidirler. Lider kültünü benimserler ve kutsarlar. Bu iki kimliğe sahıp olanlar, başka kültürleri okumazlar ve öğrenmezler. Aşırı milliyetçiler ve katı muhafazakar kimliklere sahıp olanlar, yeni fikirlere açık değildirler. Kimlik taş gibidir, esnek değildir veya dynamik değildir fikrin savunucusudur. Yeni kimlikleri redder ve unuturur.

Buna karşın, Esnek Kmilikler müzekereci kimlik taşıyıcıdır. Katı değilerdir. Bireyler arası veya farklı etnik veya kültürlere sahip olan grublar, toplumlar veya bireyler arasında köprü rollerı üstlenirler. Çatışmanın yerine mutabakat ile haraket ederler. Katı kimliklere karşın Esnek kimlikler sahıp olduğu değerleri; kültür, dil, din, normları diğer kültür ve değerlerle ortak paydada buluşturur. Karşılıklı bir iletişim ve hoşgörü iklimi oluşturur. Esnek Kimliğe sahıp olanlar  kimlikler değişkendir düşüncesini benimser. Dinamik bir yapıya sahiptir, su gibi akar.

Bu tanım öznel bir gerçekliğe dayanabilir. Ama kimse kimliklerimizin yani bizi biz yapan değerlerin değişmeyeceğini iddia edemez. Öncelikle, kimliklerimizi şekillendiren yapılar da zaman içinde şekilenir. 7sinde neysek 70 nde oyuz düşüncesinin katı kimliklere sahıp olanların öne sürdüğü içi boş bir tanımlamadır.

bu minvalde, siyasetçiler kimlik konusunu severler.Özelikle Türkiyede ki siyasetçiler toplumun kimlikleri paramparça olduğu gerçeğini politize ederek, kutuplaştırır, düşmanlaştırır ve yönetir. Özelikle Katı kimlik sahibi siyasetçiler Erdoğan gibi halkı bir bütün olarak görmez, parçalı ve kimlikler üzerine siyaset yapar.

Esnek siyasetçiler şuan gördüğümüz Kiliçdaroğlu toplumu bir bütün olarak görür ve farklı kimliklere sahıp olan toplumları siyaset düzleminde araçlaştırmaz. Turgut Özal da buna örnek verilebilir. Maalesef Türk siyasi tarihinde ender rastlayacağımız bir gerçek.

Aşağıda ki sözü söyleyen bir Cumhurbaşkanıdır ve Kimlik çalışmaları incelendiğinde bu sözleri söyleyen birinin aşırı katı muhafazakar, kimlik bunalımı yaşayan birinin söylediği ortaya çıkacaktır.

Kılıçdaroğlunun ben Aleviyim tanımı şunu demek istedi.

Kendini tarif ederken, topluma birey olma, kimliklerine sahip çıkma, farklılıklarınızın farkına varmayı öğütledi aslında. Şunu demek istedi kısacası, kendinize saygınız olsun. Neyseniz onu deyin. Kendi özünüz ile, tek ve birleştirilmiş özünüz ile iletişime geçin. Kendi tarifinizi kendiniz yapın.

Kılıçdaroğlu Erdoğanın katı kimlik söyleminin tam tersine esnek kimlik vurgusu yaparak iletişime geçiyor.

Kılıçdaroğlu kendi kimliğini açıkyüreklikle dile getirdi. Ben Aleviyim dedi ancak Erdoğan bir miting meydanında Kılıçdaroğlunun Alevi tanımlamasının üzerine hedef aldı ve şöyle dedi.

 

“Alevi kardeşlerimizi İslam’dan koparmaya çalışan fitne tüccarlarının oyunları, başta bay bay Kemal olmak üzere, kimseyi alet ettirmeyeceğiz.”

Yukarda da belirtiğimiz gibi, Erdoğan şunu demek istiyor. Eğer sana bir tanımla veya kimlik lazımsa onu biz veririz. Başkalarının etiketleri veya tanımlama kalıpları içine haps etmek ister. Bunu kafesleme ile anlatabiliriz. Kafesleme birini beli kalıpların içine sınırlandırarak tanımlama.  Erdoğan, Kılıçdaroğlunu kafesliyor. Kendi tanımlarının içine haps ediyor. Kılıçdaroğlu ise, kimlik kontrol mekanızmasını kulanarak, kimliğinin sağlam olduğu, onu beslediğini ve uyum içerisinde olduğunu söylüyor. Farklı söylemlerde bu analızı uyarlabilirsiniz.

” (Kılıçdaroğlu) Bu zata kimse inancını, mezhebini, meşrebini sormadı. Bu zatı kimse bu kimlikleri üzerinden herhangi bir ithama da maruz bırakmadı.”

Bu zat tarifi de bir kafesleme, reddetme , küçük düşürmeye örnektir.

“Benim Kürt kardeşlerim, Rabbimizin hükmü gereği, ayrıma tabi tutulmadan bizim kardeşimizdir.”

Daha önce bir çok konuşmasında Kürt kimliğini, dilini ve kültürünü reddetmiştir. Dediğimiz gibi katı kimliklere sahıp olan siyasi liderler farklı kimlikleri reddeder.

Erdoganın Bay Kemal tarifi de katı kimliklere bir örnektir. Bu söylem, kişinin tam ismini söylemeyerek onu reddetme ve kabul etmemeye bir örnektir. Kiliçdaroğlu kimlik kontrol teorisini kulanarak Erdoğanın bu söylemini boşa çıkardı onunla iletişim kurdur.

Erdoğan daha öncede katı kimlik örneğini gösterek iki tane kimliği reddetmişti.

“Bana Gürcü’dür diyen oldu; çıktı bi tanesi affedersin çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu”

Bu örnekler çoğaltılabilir, nitekim kadınlara, gençlere, meslek erbablarına aynı söylemi , ve katı dilli kulandı. Kimliklerini reddetti. Sahıp oldukları değerleri tanıma ve hoşgörme yerine düşmanlaştırma yolunu seçtı.

Sadece etnik toplumlara kimlikleri üzerinde hedef almadı. Toplumun herkesimi Erdoğanın kimlik söylemlerinden nasibini aldı. Ya ile başlayan cümleler ardı arkası kesilmeyen ithamlarla devam etti. Son yıllarda etkiletler ve kimlikler üzerinde insanları marjınaleştirdi, yabancılaştırdı ve ötekileştirdi.

Kimlikleri siyasetleştirmeyen ve araçlaştırmayan siyasetçilere ihtiyaç var, yoksa 20 senenin sonunda, kimliğini bulamamış ve oluşturmamış ik nesil bizi bekliyor.

 

Abdulmelik Alkan 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir