MUHTAR AHMET AMCA

AnalizPolitika

Written by:

Çocukluğumuzun köyü ,bizim köyümüz .Erdek körfezinin Güney kıyısı ,bir yanı topraklara bereket veren o zamanlar suyu içilen her çeşit balığı barındıran pırıl pırıl Gönen Çayı, Tahirova toprakları, diğer yanı bağlık ,zeytinlik ,bayır arazileri ,insanı eksen insan çıkacak alüvyon ovası ,karşısı Kapıdağ ve Marmara, Avşa Adası ve bereketli topraklar .Çalışkan ,namuslu vatanı milleti seven çağdaş Atatürk sevdalısı güzel insanlar, Misakçalılar ,Selanik ve Kavala mübadilleri kendilerine hiç bir zaman göçmen demeyen onlar Atatürk’ün hemşehrisi Lozan MÜBADİL’i idiler.

Köyü yeni tanımaya keşfetmeye başladığımız yıllardı.1960’lı yıllar ,köyde bir ilkokul iki öğretmen var .Herhalde 150,200 öğrenci falan vardık.Bugün yaşı ellili altmışlı olan bizim kuşaktan bahsediyorum. Atlarla, Öküzlerle tarım yapılan ,eşeğe de ata da binebilen ,yakın bir dönemde traktöre de binen ,modern çiftçiliği de yaşayacak olan bir geçiş dönemi kuşağı bizimki .Şimdiki gibi evlerde bir, iki değil beş altı kardeştik en az hepimiz. Abiler ablalar ,hepimizin ablası ve abisiydi.Okulun iki sınıfı var ve birleştirilmiş eğitim yapılırdı. Köyde her hanenin de bir lakabı vardı o yıllarda. Uzun Yusuflar, Koca MEMİŞLER, Mutuş AĞALAR, Dursun Aliler, Küçük MEMİŞLER, Donneler, Süleyman Çavuşlar, Karabıyık amcalar, Kara Mehmetler, Macırlar , Arnavutlar ,Demir Ağalar, Çalıklar, Keçiciler Züberler, Koca Osmanlar, Nalbantlar ,Çolaklar ,Martinler ,Hüsnü efendiler ,İslam Efendiler Yıldırımlar, Yavuzlar, Piroşlar ,Balıkçı reisler ,Şentürkler ,Sefer dayılar…derler ya yiğit namıyla anılır hatırlayamadıklarım da var tabi .Ben de Terzi Ali’nin torunu Terzi Hasan’ın oğluydum .Bizim o yıllarda ilk hatırladığımız Köyümüzü Misakça Örnek Köyü yapan namı değer Muhtar Ahmet Fidan amcamızdı. Herkes ona Muhtar Ahmet derdi lakabı da öyle kaldı bildiğim, oğlu da birlikte uzun yıllar öğretmenlik yaptığımız abimizin de lakabı Muhtar Ramazan ‘dı muhtar Ahmet Amcadan dolayı .Babacan herkesin hürmet ettiği kendini köyünün kalkınmasına adamış saygıdeğer bir büyüğümüzdü rahmetli. Köy onun döneminde yazları bir festival yerine dönerdi. Vilayetten ,İlçeden devlet büyükleri davetlere gelir giderdi.

Misakça’da o zaman Karides Balığı sadece balıkçıların değil tüm köy gençlerinin Gönen Panayırı için biriktirdikleri harçlıklarının da bereketiydi. Çok çıktığından her yıl Temmuz ayında Festivali yapılırdı. Kazanlarla kaynatılır ,pilavla , köpüklü ayranla birlikte o leziz köy somunu da yanında gelen bütün misafirlere ikram edilir köyde bir şenlik havası eserdi. Gelen misafirlere hizmeti de köyün bütün ahalisi birlikte elbirliği ile konu komşu ,genç ,yaşlı ,kap kacak birlikte yapardı.Ahmet Amca köyü Balıkesir’in Örnek Köy misakça haline getirmişti. Henüz köylerde elektrik yoktu ama bizim köyde bir büyük motor vasıtasıyla kendine yetecek elektrik üretmeyi bir şekilde başarmışlardı.Bir de o tarihlerde köyün girişindeki ÇAMLIK alanı onun girişimleri ile ağaçlandırmıştık .Her öğrenci bir iki ağacın bakımından sorumluydu .Gerçi köyün o zaman çok organize bir hizmet yapısı da mevcuttu. Köyün kahyası, korucusu, köy odası ,ahırı atları, sığırtmaçı damızlık hayvanları da vardı. Hatta başkasının arazisine zarar vermiş hayvanların zarar karşılanıncaya kadar rehin tutulduğu bir damı bile vardı bildiğim. Caminin yanında bir de köye gelen misafirlerin konakladıkları köy misafirhanesi de bulunmakta idi.

Bu arada çok uzun yıllar devam eden her gün bir başka hanenin sabah öğlen ,akşam üç öğün yemek verdiği GEZEK adı verilen bir geleneği de yeme içme ihtiyacını karşılardı. Köye gelen konuklar ,köyün korucusu, imamı, kahyası hatta kim aç kaldı ise kahyanın getirdiği yemeklere konuk olur konuğu misafiri karnını orda doyurur ,köy odasında da konaklardı. Tabi bu adet ve gelenekler ne zaman başladı bilinmez ? Selanik ,Kavala mübadil göçmeni olan ataların kadim bir geleneğini mi idi bilmiyorum, sanırım kökü eskilere dayanıyordu. İşte doğduğumuz büyüdüğümüz topraklarda bizim çocukluk ilk gençlik yıllarında köy manzarası ve ilk tanıdığımız bizim kuşağın bildiği MUHTARI Ahmet amcasıydı .Tabi ondan önce ve sonra da pek çalışkan muhtarlarımız da vardı onlar da anılmasında yarar görüyorum. Hatta köyümüzde renkli kişilikleri ile sosyal hayatı zenginleştiren futbol üstadı Prazna( rahmetli Yusuf abi) Elektrikçi Sali, Ramazan davulcusu kahyası İrfan Aga, Apduraman Aga ,korucu Aliman Aga ,kendini hiç Çingen görmeyen Servet agası, daha pek çok renkli hayat hikayesi yazılabilir. Köyün girişindeki ÇAMLIK tabelasında adını gördüğümde birden bu anılar gözümde canlandı. Ramazan abinin babası Muhtar Ahmet amcamızın eğitime ,okumaya verdiği değer köyde diğer büyükleri de kendi çocuklarını okumaya heveslendirmiş ve teşvik etmişti. Misakça Köyünde yetişmiş ,üniversite bitirmiş ve önemli işler başarmış gençliğin gelişmesinin adımları böyle atılmıştı.

Misakça Köyü şimdinin mahallesi,1924 Lozan Mübadili olan bu saklı cennette daha anımsanması ,anlatılması gerekli daha ne güzel anılar var biliyorum. Selanik ve Kavala’dan GÜLCEMAL Vapuru ile Memleket dedikleri topraklarından BANDIRMA Misakçada sonlanan Mübadele yıllarının ne anıları vardır tarihin tozlu raflarında kalan. Onları canlı tanıklarından dinleyip yazmayı ne çok isterdim. Bu durumu çok büyük bir büyük eksiklik olarak kendimde gördüm ne yazık ki .Ama bir yerden başlamak gerekli ise bu yazı bir başlangıç olsun yine de ,belki tozlu raflardan başka anılar ve hikayeler de çıkacaktır kim bilir? Ama bilirsiniz Her yolculuk bir adımla başlar. Nisan.2022 Namık Havutça

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir